Kafa TravmalarınınTürlerinin Teşhisi

Kafa Travması Geçirmiş Bir Hastada Lezyonun Derecesi
    Kafa travması geçirmiş bir hastada lezyonun derecesini ödem, kanama vs. gibi komplikasyonların mevcudiyetini sistematik bir muayene ile elde edilen klinik bulgularla teşhis etmek her zaman mümkün değildir. Laboratuvar bulgularının yardımına daima gerek duyulmalıdır. Lomber ponksionun akut kafa travmalarında teşhis bakımından kıymeti az olup çogu zaman tehlikelidir. Kafa travmalarında eskiden rutin olarak yapılmakta olan ponksiyon lomber şimdi ancak önemli durumlarda yapılmaktadır. Kafa travmalarında likor serebrospinalis genellikle kanlı olup basıncı da yüksektir. Bunu ponksiyon yapmadan tahmin etmek mümkündür. Basıncı azaltmak için likor almak tehlikelidir zira, önceden bahsedilmiş olduğu gibi serebellum tonsillerinin herniasyonu meydana gelebilir, bu da gayet tehlikeli bir durumdur. Ponksiyon lomber kafa travması olup olmadığı şüphesi bulunan hastalarda yapılır ve ponksiyon lomber yatar vaziyette ince bir iğne ile yapılmalıdır. Daima 1-2 cc. den fazla mayi alınmalıdır.

Kraniogram 
    Çok kıymetli bir laboratuvar muayenesidir. Kranial fraktürün bir hastada görülmesi travmanın ciddi olduğunu gösterir, ayrıca fraktürün şklininde teşhis ve tedavi yönünden ehemmiyeti vardir. Çökme kırığı direkt beyine basınç yaptığı için 3 mm. den fazla çökmeler cerrahi müdahaleyi gerektirir. Motor korteks üzerindeki çökme kırıkları haliyle daha önemlidirler, motor korteks üzerindeki minumum çökmeler ileri epilepsi yapabileceği düşüncesiyle daima düzeltilmelidirler. Linear kırıklar bir arter veya sinüsü katediyorsa epidural hematom akla getirmelidir. Kafa kaidesi kırıklarını radyolojik olarak görmek gayet zordur, eğer bir hastanın kulağından veya burnundan kan ve likor geliyorsa kaide kırığı düşünülmelidir. Mastoid üzerindeki ekimoz (Battle işareti) kafa kaidesinde ve mastoide uzanan bir fraktürü düşündürür. Orbital ekimoz ise kaide kırığının öne doğru uzadığının işaretidir.

Anjiyografi
    Kafa travmalarında çok kıymetli bir teşhis vasıtasıdır. Subdural, epidural, intraserebral hematomların teşhisinde bize kesin bilgi verir. EEG de bütün kafa travmalarında serebral korteksin elektrik aktivitesinde bir azalma görülür. Hasta iyileşince normale döner. Korteksteki fokal bir lezyon EEG de yavaş dalga ve diken aktivitesi şeklinde görülür ve travmadan sonra haftalar ve aylarca devam eder.

Eko-ensefalogram
    Uygulaması kolay ve çabuk netice veren bilhassa hematomlarda orta hat strüktürünün deviasyonu göstermesi bakımından çok faydalıdır.

Ponomo Ensefalografi ve Ventrikülografi
    Kronik ve komplike vakalarda kullanılabilir. Akut kafa travmalarında yeri yoktur.

Radioktaif Beyin Sintrigrafisi
    Acil olmayan ye anjiyografiyi tolere edemiyecek hastalarda kullanılır.

Kafa Travmalarının Türleri

Epilepsi
    Kafa travmalarının geç komplikasyonlarının en başında post travmatik epilepsiler gelir. Travmadan hemen sonra epilepsi pek sık görülmez. Nadir olarak akut beyin yaralanması veya veya hematoma bağlı olarak görülebilir. Genel olarak posttravmatik epilepsi travmadan 6 ile 18 ay sonra görülür. Bütün kafa travmalarında posttravmatik epilepsi ensidansi %2,5 kadardır. Haliyle ciddi travmalarda bu nisbet basit travmalara nazaran daha yüksektir. Bilhassa penetre yaralanmalarda beyin zarları ve beyinin yaralandığı, serebro meningeal nedbe dokusu gerçekleştiği vakalarda bu oran % 50 ye kadar çıkar. Bu tip yaralanmalardan sonra ameliyatta iyi bir debridman yapılarak nekrotik doku ve yabancı cisimlerin çıkarıldığı, duranın dikildiği vakalarda epilepsi vakalarda epilepsi ensidansı büyük olçüde azaltılmış olur. Ciddi travma geçirmiş hastalarda EEG deki bozukluk oranına göre bir iki sene süre ile koruyucu antiepileptik ilaç vermek gerekmektedir.

Mental Semtomlar
    Ciddi kafa travmalarından sonra sık olarak hastada geçici mental bozukluklar, kişilik değişiklikleri görülebilir. Bunların büyük çoğunlğu düzelir. Yaşlı ve arteriosklerotik hastalarda hafıza zayıflığı ve şahsiyet değişiklikleri devamlı olarak kalabilir.

Postravmatik Sendrom
    Travmanın şiddetiyle direkt ilgisi olmayıp baş dönmesi, huzursuzluk, uykusuzluk, ruhi depresyon gibi semptomlarla karakterize bir durumdur. Kafa travmalarından sonra    % 35-40 oranında görülen bu şikayetler bir kaç hafta ile bir kaç ay devam edebilir. Bu sendrom daha ziyade beyin sarsıntısı geçirmiş sosyal problemleri olan norotik kişilerde olur. Semptomatik tedavi ve psikoterapi ile düzelirler.

Kafa Travmalarında Enfeksiyonlar

Extradural ve Subdural Enfeksiyon
    Kafa travmalarından sonra bilhassa açık kafa travmalanndan sonra muhtelif bölgelerde enfeksiyon görülebilir. Enfekte bir cild yarasından, osteomyelit ve epidural abse kolaylıkla gelişebilir. Bazen patojen mikroplar aynı yollarla subdural hematoma erişerek subdural abse oluşmasına sebep olabilirler. Bu durum ates, fokal epilepsi ve fokal norolojik bulgularla karakterize bir tablo meydana getirir.

Menenjit
    Kafa travmalarının çok çiddi bir komplikasyonu olup açık kafa travmalarında nazal sinüz veya orta kulağa uzanan linear fraktürlerde ve penetre yaralarda patojen mikroplann
içeriye girmesiyle meydana gelir. Menenjit travmadan 2-7 gün sonra meydana çikar. Bakterilerin girdiği fistül açık olduğu sürece menenjitler sık sık nüks ederler.
   
Intraserebral Abse
    Özellikle penetre kafa travmalarından sonra yabancı madde ve enfekte doku parçalarının beyin içerisine girmesiyle veya komplike kafa fraktürlerinde enfeksiyonun
direkt olarak beyine ulaşması ile meydana çıkarlar. Semptomlar genellikle travmadan bir kaç hafta sonra ortaya çıkar. Bazen de abse teşekkülü bir kaç ay sonra görülebilir.

Vasküler Lezyonlar

    Travmalardan sonra meydana gelen komplikasyonların başında vasküler lezyonlar gelir. Damarların yırtılması ile muhtelif mesafelere kan toplanarak kafa içi basıncı artar. Vasküler lezyonlar 5 grupta incelenir. Bunlar;

Epidural Hematom
    Daima arteria meningika medianın yırtılarak kanın dura ile kemik arasına birikmesi ile meydana gelir. Kanama durayı kemikten ayırarak çoğunlukla temporal bölgede toplanır. Torcular Herophilinin yırtılmasıyla posterior
fossada da toplanabilir. Epidural hematom her zaman çok taraflıdır ve travma tarafında görülür. Extradural mesafenin rezorpsiyon kabiliyeti olmadığından ameliyatla çıkarılmadıkça küçülmezler. Bu durum her zaman mortalite ile sonuçlanır.

Subdural Hematom              
    Kanın dura ile araknoid arasındaki mesafeye toplanmasına subdural hematom denir. Subdural hematom çoğ zaman venoz orijinli olup subdural mesafedeki küçük köprü venlerinin yırtılması ile meydana gelir. Araknoid membranda yırtık olursa bu mesafeye likörde karışabilir. Biriken sıvının çoğunluğunu likor teşkil ederse buna subdural higroma denir. Hematom daima frontal ve pariatal lobun konveks yüzünden toplanır. Nadiren posterior fossada toplanabilir. Vakaların % 25-30 unda iki taraflıdır. Subdural hematom travmanın şiddetine göre %1 - %10 oranında meydana çıkar. Alkoliklerde damarların frajil olması sebebiyle daha sık görülür. Travma ile klinik semptomların ortaya çıkışı arasındaki zaman intervaline göre subdural hematomlar akut ve kronik olmak üzere iki kısma ayrılırlar. Hematom durdukça etrafında bir membran teşekkül eder. Daha uzun süre kalırlarsa kireçlenebilirler.

İntraserebral Hematom
    Kafa travmalarında intraserebral kanama haliyle küçük ve multipldir. Zedelenmiş beyin civarında olur fakat yaralanan kısmın uzaklarında da görülebilir. Nadiren soliter olurlar, büyük oldukları zaman cerrahi olarak boşaltılmaları gerekmektedir.

Arterio - Venoz Anevrizma
    Oluşunda en başta gelen sebep kafa travmalarıdır. Genellikle internal karotit arterin kavernöz sinüs içindeki kısmının mermi veya sfenoid kemik kırılarında bir kemik sipikülü tarafından yırtılması ile meydana gelir. Travmadan hemen sonra hasta nabızla sekron olarak bir üfürüm duyar ve hastada pulse eden exoftalmus teşekkül eder. Bunun yanı sıra kranial sinir paralizileri de görülebilir.

Serebral Arter Trombozları

    Bilhassa arteriosklerotik kişilerde meydana gelebilir. Venoz sinuslerin trombozlan çökme kırıkları ve parçalı kırıklarda görülebillir, intrakranial basıncın süratle artmasına sebep olurlar.

Kafa Travmalarında Beklenmedik Durumlar

1-Vaskuler Lezyonlar
2-Enfeksiyonlar

3-Rhinorrhea
    Lamina cribriformis'te bir kırık olup dura ve araknoid yırtılmış ise likor burun boşluğuna akar. Başlangıçta kanlıdır. Burada tehlikeli olan, likor kaybından ziyade burun boşluğundan enfeksiyonun girerek menenjit meydana getirmesidir.

4- Otorrhea
    Os Petrosa kırık olunca kulaktan likor akabilir. % 2-3 Oranında görülen bu fistül çoğunlukla kendiliğinden kapanır. Devam edecek olursa muhakkak cerrahi müdahale
gerekir.

5- Pneumocele
    Oldukça nadir görülen bu komplikasyon frontal sinus fraktürlerinde, daha nadir olarakta mastoid kemik fraktürlerinde görülür. Kranium içindeki hava travmadan
günlerce sonra hastanın hapşırması veya burun silmesi ile betin içerisine girer. Baş ağrısı ve mental semptomlar görülebilir bazende asemptomatiktirler. Enfekte olduklan zaman kafa içi
basıncı artar. Genellikle kraniogram ile teşhis edilirler.

6- Leptomeningeal Kist
    Kafa travmalarmda pek seyrek olmayan bir komplikasyondur. Linear kınklardan sonra duranın da yırtılarak araknoid ile piamater arasında kist teşekkül etmesiyle meydana gelir. Beynin pulsasyonu ile bu kist kavitesine likör itildiğinde devamlı büyüiyerek beyine baskı yapar ve fraktür ağızlarını açar. Zamanla lokalizasyonuna göre hastada epiIepsi paraliziler gibi norolojik belirtilerin ortaya çıkmasına sebep olur.

7- Kranial Sinir Paralizleri
    Kafa kaidesi kırıklarında sık görülen bir komplikasyondur. Merrıt in vakalarında % 4
oranındadır. Bu paraliziler optik ve olfaktor sinir haricinde kısmen veya tarn olarak iyileşebilirler.

8- Fokal Serebral Lezyonlar
    Psikolojik yada ruhsal travmalannda daha çok görülür. Lezyonun yerine göre motor paraliziler his kusurları, konuşma bozuklukları görülebilir.

Kafa Travmalarında Sinirlerin Durumu

    1. kafa Çifti (N. Qlfactorius); yaralanması frontal fossayı ilgilendiren yaralanmalarda görülür. Fakat akut kafa travmalarında önem azdır.
    2. kafa çifti (N. Opticus); kafa kaidesi kırıklarında çok nadir iki taraflı veya tek taraflı optik sinirin yaralanmasına bağlı körlükler görülebilir. Travmanın erken safhalarında göz dibinde değişiklik görülmez. Yavaş toplanan subdural hematomda papiller staz görülür. Papiller stazın teşekkül etmesi için en az 24 ila 48 saatin geçmiş olması lazımdır.
    3. kafa çifti (N. Oculomotorius); bu sinir basıya uğradığı zaman o taraftaki pupil progressif olarak genişler tam dilate olur ve ışığa reaksiyon vermez. Bu hal daha ziyade epidural ve subdural hematomlarda görülür, temporal lobun unkusunun tentoriumun insisurasından hernie olarak 3. sinire basması sebebiyle olur. Pupil dilate olmadan biraz önce parasempatik sinirlerin stimülasyonu sebebiyle ilkin o taraf pupilinde miyozis olur, miyozisi dilatasyon takip eder. Bu bir alarm işaretidir acil cerrahiyi gerektiren bir durumdur.
    4 ve 6. kafa çifti (N. Throchlearis, N. Abducens); Travmalarda diğer sinirlere nazaran daha az zedelenir ve paralizileri 3. sinir kadar teşhis önemi taşımazlar. Gözlerin
konjuge hareketleri teşhiste önem taşır. Kortikal lezyonlarda gözler lezyona doğru devie olurlar, hastamn boyunuda ve tarafa donüktür, yani hasta lezyonuna bakar ve vücudun ilgili tarafindan da paralizi görülür. Beyin sapı lezyonlarında ise gözler lezyonun aksi tarafına doğru devie olurlar. Diğer bulularla beraber olduğu zaman lokalizasyon için önemli bir bulgudur.
    5. kafa çifti (N. Trigeminus) yaralanması; kafa kaidesi kınklarında görülür, özel bir teshis kıymeti tasımaz.
    7. nci kafa çifti (N. Facialis) yaralanması; özel bir önem taşır, Serebral menşeli olanlarda fasial paralizi yüzün yalnız alt kısmını alakadar eder (santral tip fasial paralizi) ve o taraf ekstremitelerinde de motor bozukluk görülür. Kaide kırığı sebebiyle olan fasial paraliziler periferal tip olup travmadan hemen sonra meydana gelirler. Os Petroza kırığının mevcut olduğu ve duranında yırtıl olduğu hallerde o kulaktan kan ve likor serebrospinal akar. Os Petroza kırıklarından sonra görülen fasial sinir yaralanmalarında her zaman 8. sinir yaralanması da mevcuttur. 7. ve 8. sinirlerinin travmatik lezyonlarında her zaman bir tedavi gerekmez, genellikle spontan olarak iyileşirler.
    9. 10. 11. 12. kafa çiftleri (N. Glossopharyngeal N. Vagus, N. Accessorius, N. Hypoglossus) yaralanmaları; nadir olup teşhisinde çok önem taşımazlar.
    Motor fonksiyonunun kontrolü çok önemlidir. Vücudun bir tarafındaki ekstremitelerde paralizi veya parezi devamında serebral hemisferdeki bir lezyonu düşündürür. Bilhassa paralizi sonra olmuş ise muhtemel bir hematoma delalet eder. Başlangıçta paralizi olan tarafta derin tendon refleksleri alınmaz, Babinski refleksi görülebilir. Akut bir travmadan sonra görülen Jaksonien tipte bir epilepsi muhtemel bir kanamayı işaret eder ve acil mudahale için bir alarm işaretidir.
Generalize konvulsiyonlar genellikle hematomlarda gçrülür ve anjiografik veya diğer muayene usulleriyle hematom olmadığı ispat edilmedikçe antikonvulsif veya konservatif tedaviye geçilmez. Akut ve ciddi travmalarda his bozukluğu büyük bir yer tutmamaktadır, fakat dikkatle muayenesinde daima fayda vardır.
    Deserebre rijidite; beyin sapı travmalarında görülen spontan veya ağrılı durumlarla meydana gelen ekstansor adelelerin kasılması ile karakterize bir durumdur. Hastalar komada olup pupiller eşit fakat büyüklükleri sık sık değişir. Bu durumun gayet ciddi olduğunu gösterir. Bununla beraber iyi bir bakımla düzelen hastalar mevcuttur. Aynca beyin sapında lezyonu bulunan hastalarda nobetler halinde gelen bütün ekstremiteleri alakadar eden ekstansor spazmlar görülebilir. Bunlar mezansefalonun lezyonuna işaret eder.

Kafa Travmaları

Kafa Travmalarının Türleri
Kafa Travmalarının Türlerinin Teşhisi
Beyin Penetre Yaralanmaları
Beyin Travmalarında Anatomi, Fizyoloji, Fizyopatoloji
Beyin Travmalarında Epidural Hematomlar
Beyin Travmalarında İntrasereibral Hematomlar
Beyin Travmalarında Suibdtinal Hematomlar
Beyin Travmalarında Subgaleal Hematomlar
Beyin Travmalarında Komplike Kafa Kırıkları
Beyin Travmalarında Saçlı Deri Lezarasyonları
Beyin Travmalarının Gelişimi
Kafa Travmalarının Meydana Gelişi
Kafa Travmalarının Nedenleri (PATOLOJİ)
Kafa Travmalarında Ortaya Çıkan Durumlar (KLİNİK TABLO)
Kafa Travmalarında Beklenmedik Durumlar
Kafa Travmalarında Sinirlerin Durumu

Kafa Travmalarında Ortaya Çıkan Durumlar (KLİNİK TABLO)

    Şuurun değişik derecede bozulması kafa travmalarında en çok görülen semptomdur. Kısa süre için şuur kaybolup düzelmesi basit beyin sarsıntılarında görülür. Beyinde kanama,Beyinde kanama, ödem veya beyin dokusunda yaralanma olduğunda koma lezyonun siddetine göre uzayabilir. Şuur durumu hastanın durumunu
en iyi gösteren bir kriterdir, şuur durumunun tespiti ve sık sık takibi çok mühimdir. Hasta uyanık, yer ve zaman oriyantasyonu mevcutsa şuuru açık denir ve beyinde lezyon yok veya çok hafiftir. Böyle bir hastanın bir müddet sonra şuur bulanıklığı göstermesi, idrarını kaçırması veya komaya girmesi ödem veya kanamayı düşündürür. Yaralanma anından beri komada olan bir hastada ciddi bir beyin yaralanması ddüşünülür, prognozda çok vahimdir. Şuur bulanık denildiğinde, hastanın uyanık, fakat şaşkın ve oriyantasyonun bozuk olduğu, anlaşılır. Semikoma, hasta ağrılı tembihlere cevap verir fakat maksatlı hareketler mevcut değildir. Komada hiçbir stimülüse
cevap yoktur.
    Nabız, kan basıncı respirasyon ve ateş kıymetli kriterlerdir. Kan basıncının artması, nabzın ve respirasyonun yavaslaması, ateşin yükselmesi intrakranial basıncın arttığına delalet eder ve muhtemel bir hematomu düşündürür. Beyindeki major sirkülasyon devam ettiği müddetçe bu böyle devam eder. Hematom veya ödem sebebiyle meydana gelen kompresyon beyin sirkülasyonuna mani olacak kadar artarsa tansiyon arteriyel düşer, nabız şiddetlenir, respirasyon süratlenir ve irregüler olur, bu çok kötu bir işarettir bu durum ortaya çıkmadan müdahale şarttır. Cheynes - Stokes teneffüsü durumun ağır olduğunu gösteren bir işarettir.
    Baş ağrısı, baş dönmesi ve bulantı, kusma kafa travmalarının şiddetiyle paralel olmayarak çok sık görülür. Nörotik şahıslar ve arteriyosklerozlu hastalarda travmadan haftalar sonra da devam edebilir. Buna posttravmatik sendrom denir.
    Baş ağrısı, baş dönmesi ve bulantı, kusma kafa travmalarının şiddetiyle paralel olmayarak çok sık görülür. Nörotik şahıslar ve arteriyosklerozlu hastalarda travmadan haftalar sonra da devam edebilir. Buna posttravmatik sendrom denir.
    Baş ağrısı ve kusma genellikle intrakranial basıncın arttığını işaret eder ve daima ciddiye alınması gerekir.
    Kranial sinirlerin durumu bize çok önemli bilgiler verir. Travmadan hemen sonra mevcut olmadığı halde sonradan ortaya çıkan bir sinir paralizisi bir hematomu düşündürebilir. Sinir bulgularını ayn ayrı incelemekte fayda vardır.

Beyin Travmalarının Gelişimi

    Kranio serebral travmalar sivil ve askeri hayatta, her yaşta ve cinste görülür. Şavaşlarda ölümlerin büyük bir yüzdesini kranio serebral travmalar teşkil ederler. Sivil hayatta aksidental ölüm sebeplerinin en sık görüleni yine kranio serebral travmalardır. Bu travmaların en başında memleketimizde hergün biraz daha artan trafik kazalanm saymak icap eder. Kafa travmaları her yaşta görülür. Erişkin erkek, kafa travmasına daha fazla maruz kalır. Dolayısıyle çarpışmalarda erişkin erkeklerin yaralanma oranı daha çoktur. Endüstri kazalarında kurbanların çoğunluğu erkeklerdir. Kafa travmaları doğum sırasında sık görülen bir komplikasyondur. İlk çocukluk yıllarında beşikten düşme veya oynarken düşme neticesinde kafa travmaları oldukça sık görülür. Gençlik çağlarında spor kazalan ve motorlu araç kazaları çoğunluktadır. Dünyanın ve bilhassa  memleketimizin çok ciddi bir sorunu haline gelen trafik kazalan bütün kafa travmalarının % 75 den fazlasının sebebidir ve trafik kazalarından ölenlerin % 60 nın ölüm sebebi kafa travmasıdır.
    İngiltere'de kafa travması sebebiyle yatırılan 300.000 hasta arasında bütün yaş gruplan bulunmaktadır. Ev kazalannda çocuk ve ihtiyarların yaralandığı, trafik ve endüstri kazalarında da yaralananların daha ziyade 15-25 yaş grubunu ilgilendirdikleri görülmüştür. Amerika' da trafik kazalannda senede 3 milyon şahıs kafa travması geçirmekte ve 30.000 kişi kafa travmasından ölmektedir.

Beyin Travmalarının Nedenleri (PATOLOJİ)

Kranioserebral travmalar deyince saçlı deri, kemik, menenjler ve beyin lezyonları akla gelir. Saçlı deri ve kemiğin lezyonlan sekonder olarak beyinde meydana getirecekleri lezyonlar bakımından önem kazanırlar. Bilhassa komplike kranial fraktürlerde bu nokta çok mühimdir. Ayrıca fraktür
olmadan saçlı deri infeksiyonu diploik venler yoluyla intrakranial
sütrüktüre intikal edebileceği gibi daha ziyade osteomiyelit ve epidural abselerde yapabilirler. Kemikteki fraktürler şu bakımdan önem kazanırlar.

  1. Beyine enfeksiyonun girmesi için bir yol açarlar
  2. Depresyon fraktürleri altındaki beyin zarlarını, beyini yaralayabilirler ve beyine kompresyon yaparlar 
  3. A. Meningica media veya dallarını çaprazlayan bir fraktür muhtemel bir epidural hematomun sebebi olabileceğinden önemlidirler. Beyin zarlarının bilhassa duranın yırtılması, os petroza veya nazal sinuslerin fraktürleri ile beraber olduğu zaman ehemmiyet kazanırlar
    Bu durumda serebrospinal sıvı burun (Rhinorrhe) ve kulaktan (Otorrhea) dışarıya akarak çok tehlikeli bir enfeksiyonun giriş yolunu meydana getirirler. Komplike depresyon fraktürleri dural sinüsleri yırtabileceği gibi sadece linear bir fraktür lateral sinüsü yaralayarak veya A. meningica media'nın kendisini yahut dallarının yırtılmasına sebep olarak epidural hematomlara araclılık edebilirler.
    Beyinin bizzat kendi travmalarına gelince bunlar daha komplike olup beyin travmaları için kullanılan bazı deneyimleri gözden geçirmek gerekir. Travmalardan hemen sonra kısa bir süre için şuur kaybı ile karakterize duruma commosyo serebri (Concussion) veya beyin sarsıntısı denir. Bunun klinik bir semptom yahut patalojik bir teşhis olduğu halen münakaşalıdır. Bazılarına göre komosyo serebri beynin geçiçi şuur kaybı yapan reversible bir travmasıdır, patolojik bir lezyon yoktur. Kafa travmaları üzerinde çeşitli çalışmalar yapmış olan GURDJIAN kommosyo serebrinin beyin sapındaki fonksiyon bozukluğundan ileri geldiğini söylemektedir. CHASON, GROAT ve SIMMONS çalışmaları sırasında beyin sapının bazı bölgelerinde patolojik değişiklikler bulmuşlardır. Kommosyoda kafa içi basıncı geçici olarak artar, sarsıntının şiddetine göre hastada uzun veya kısa süre travmadan öncesine ait bir şey hatırlayamama hali görülür. Retrograt Amnezi Serebral Kontüzyon ve laserasyon terimleri arasında kat'i bir sınır yok ise de kontüzyon denince yinde yaygın olarak sıyrıklar ve ezikler olduğu anlaşılır. Doku veya vasküler sistem yırtılmamıştır fakat kapiller staz meydana gelmiş likor absorbsiyonu azalmış ve ödem meydana gelmiştir. Yer yer petesiyal kanamalar görülebilir, hücredeki değişiklikler kısmen irreversibldir. Laserasyonda ise, lezyon daha ziyade lokal olup biraz daha ciddidir. Damarlar yırtılmış, beyin dokusunun bütünlüğü bozulmuştur. Beyin dokusu içinde kanamada mevcuttur. Kanama subaraknoid mesafeye çıkabilir. Burada sinir dokusu lezyonu irreversibldir ve daima glial nedbeleşme ile iyileşir. Kontüzyon ve laserasyonda lezyonun yerine ve derinliğine göre hastada klinik belirti görülür. Travma esnasında maksimum sinir lezyonu meydana gelir, hastanın progressif olarak kötüye doğru gitmesi, devam eden bir kanamanın olduğu anlamına gelir. Tabii her travmadan sonra bir miktar beyin ödeminin olacağını da göz önüne almak gerekir. Kanamalar intra serebral, subaraknoid, subdural veya epidural olabilirler. Bunlardan komplikasyonlar kısmında data detaylı bahsedilmiştir.

Kafa Travmalarının Meydana Gelişi

    Beyin, likor serebrospinalis içinde yüzmekte olup dansitesi kan ve likor dansitesi kadardır. Hidrostatik basınçla hacmi pek değişmez, fakat yumuşak olduğundan şekil değişikliğine hiç karşı koyamaz ve komprese edilemeyen bir doku olduğu için kolayca zedelenir.
    Beyin yaralanmasına  tesir eden faktörlerden biri ve en önemlisi, darbe ile kafadaki hareket hızının olarak değişmesidir, böylece linear veya rotasyonel akselerasyon kuvvetleri ortaya çıkar ve beyin kuvvetin tatbik yönüne göre kraniumun bir kısmıan çarpar, rotasyonal kuvvetler daha zedeleyicidirler. Kafa tesbit edilmiş vaziyette darbeye maruz kalırsa, kurşunla yaralanmalarda olduğu gibi darbenin şiddetine göre travma beyine intikal eder, kemikte deformite olmadığı müddetçe beyindeki lezyon minumum veya hiç yoktur, halbuki hareket halindeki bir baş, sabit veya hareket halindeki sert bir cisime çarpınca, araba kazalannda olduğu gibi, kranium sabit olduğu halde beyin ilk hızıyla hareket edeceğinden hareket istikametine göre kranial kemiğin pürüzlü ve keskin kısımlarına çarpacaktır. Mesela, süratle giden bir arabanın carpışması sonucu şoför alnını arabanın önüne çarpar ve kişinin beyni zedelenir. Travmalarda  kemikten başka tentoriumun serbest kenarı beyin sapını yaralayabileceği gibi Falxın serbest kenarı corpus callosum'u zedeleyebilir. Genellikle hareket halindeki bir baş travmaya uğrarsa çarpmanın olduğu tarafta ve mukabil tarafta coup ve contre coup lezyonnu hasıl olur. Mesela, temporal bölgeye isabet eden bir darbe mukabil temporal lopta da kontvizyon meydana getirir.

Saçlı Deri Lezarasyonları

    Bütün saçlı deri yaralanmalarında yara açılıp görülmedikçe beyinle ilgili bir yara telâkki etmek ve ayrıca infeksiyonun intikaline sebep olabilecek bir yol olarak görüp erken ve yeterli olarak tedavi etmek gerekmektedir. İyi tedavi edilmemis bir laserasyon çok kötü nedbe bırakacağı gibi subgaleal abse ve osteomiyelite de sebep olabilir. Tanjansiyel bir kurtşun yaralanmasında da (şekil: 4)  


kemiktekırık olmadığı halde kemiğin altında subdural, epidural ve intra cerebral kanama mevcut olabilir. Saçlı deri laserasyonla basit bir kesikten geniş nekrozlaolan ezik komplike yaralara kadar değişik şekiller gösterir. Debridman yara kenarlarına yakın olarak mümkün mertebe az deri kesilerek yapılır. Nekroze kısımları çıkarmak esastır. Bu derinin bütün tabakala ve periost da çıkarılarak yapılır. Kanama kontrolü geçici olarak dijital kompresyonla yapılır. Sonra galeal dikişle kanama durdurulur. Occipiatal temporal bölgelerde adele de işe karıştığından eksizyon daha geniş olmadır. Debridmandan sonra yara içindeki yabancı cisimleri çikarmak ve nekroze kısımları temizlenmek için fizyolojik serum ile bol bol irrige edilir. Yara kapatılırken, tabaka tabaka dikilir, kanamayı kontrol ve yar kenarlarının yaklaşmasını temin için galeal sütur şarttır.

Komplike Kafa Kırıkları

    Saçlı deride laserasyon ve altında bulunan kemikte kırık bulunan hallerde her zaman cerrahi müdahale yapmak gerekmektedir. Saçlı deride ise kemiğe müdahale yapılmadan
 ara kapatılabilir, fakat çökme kırığı mevcut ise muhakkak kraniektomi yapmak, ileride enfeksiyona sebep olacak kemik parçalarını çıkarmak gerekmektedir. Eğer durada yırtılmış ise altını kontrol edip, nekroze kısımları çıkardaktan sonra durayı çok iyi şekilde kapamak gerekmektedir. Komplike kranial fraktürde en çok korkulan şey şüphesiz ki enfeksiyondur. Örnek olarak; Kore savaşında 195O-1952 arasında görülen 226 komplike kafa fraktürde % 38 i şarapnel parçası ile, % 26 sı mermi ile, % 19.9  trafik kazası ve % 11.5 u ise sert cisimler tarafından meydana getirilmiştir. 226 vakanın % 54 ünde intraserebral hetmatom da mevcut olduğu görülmüş, bunlardan % 19 u subdural ve % 15 i de intraserebral hematom olarak bulunmuştur, ayrıca % 11 oranında da subdural higroma tespit edilmiştir. Bu 226 vakada sadece iki kişi ölmüştür. Buradan da anlaşılıyor ki zamanında yapılan cerrahi tedavi ile mortalite  minimuma düşürülebilmektedir.

Beyin Travmalarında Anatomi, Fizyoloji, Fizyopatoloji

    Kraniumu (kafa tası) kaplayan saçlı deri ile, oldukça kalın olan galea aponevrotika arasında çok zengin bir damar ağı mevcuttur. Galea aponevrotika önde frontal arkada oksipital adelelere yapışır ve kemiğin üzerini kaplayan periost (kemik zarı) üzerinde serbestçe oynar ve ondan kolayca ayrılır. Hematomaların(kan pıhtısı) toplandığı bu mesafeye subgaleal mesafe denir.
    Kranium sferik olup tavanı ve kaidesi olan, foramen magnum hariç kapalı bir kutu gibidir. Kafatasının kemik kalınlığı 2-6 mm. olup temporal bölgelerde en incedir. Kemiğin iç ve dış laminası ve bunlann arasında diploik kanalların bulunduğu spongioz kısmı vardır, kafa kaidesi membranoz kemikten yapılmış olup bazı yerlerde diploik kanallar mevcuttur. Kafa kaidesi anterior, orta ve posterior diye üç fossaya aynlır. Kafa kaidesi hava sinüslerinden ince bir kemik laminası ile aynlmış olup damar ve sinirler kafa kaidesindeki foramenlerden girip çikarlar. Bu sebepten kafa kaidesi ayn bir özellik taşımaktadır.
    Duramater, beynin en dışında bulunan fibröz bir zardır. Kemikten kolayca ayrılır. Kemikle arasında hematom toplanmasına müsaade eder. Falks serebri, iki hemisfer arasında orak biçiminde olup önde krista galli, arkada tentorium serebelliye yapışır, üst kenarı superior sagittal sinüs, alt kenarı ise inferior sagittal sinüs ile sınırlanmış olup tentoryuma yapıştığı noktada sinüs rektus mevcuttur. Tentorium serebelli, serebral hemisferlerle, serebellar hemisferler arasında transversal olarak uzanır ve arka kenarı lateral sinüsle hudutlanır, ön kenarı ise yarım ay şeklinde ve serbesttir. İnsisura tentori ismi verilen bu açıklıktan beyin sapı geçer. Sert ve keskin bir kenar yapan insisura tentori ve falx serebrinin serbest kenarlan kafa travmalannda bizzat beyini yaralayabilirler. Tentorium ve falx kraniumu kompartmanlara ayırırlar. Beyinin bütün kopartmanlarındaki basınç denge halindedir bu dengenin bozulduğu hallerde basıcın yüksek olduğu kompartmandaki beyin dokusu alçak basınca doğru hareket ederek çok tehlikeli olan serebral herniasyonlan meydana getirirler. Singular girusun falx serebri altından diğer tarafa itilmesine singular herniasyon denir.
(şekil: 1 ve 2)).

    Hemisferik lezyonlarda görülen ve hipocampal girusun uncusunun incicura tentori ile serebral pendüküler arasına girmesine incicural herniasyon denir. Ciddi travmalardan sonra meydana gelen ve çoğu zaman ölüm sebebi olan bir komplikasyondur. Serebellar hemisferler, posterior fossanın travmatik kanamalanndan sonra incicura tentoriden yukarıya doğru hernie olabilecekleri gibi serebellar tonsillerin foramen magnum içine itilmesi ile tonsiller herniasyon meydana gelir (Şekil: 1 ve 2).
    Dışarıdan içeriye doğru duradan sonra beyinin ikinci zan araknoid membrandır, kafa kaidesine doğru kalınlaşır ve rengi donuklaşır. Pia mater beyin zarlarının üçüncüsü olup bağ dokusundan yapılmış vasküler bir zardır beyin sathına sıkıca yapışıktır.
    Kranioserebral sirkülasyonun bütün kanını vertebral ve karotid arterler taşırlar, bu dört arter anastomotik dallarla birbirine bağlanarak kafa kaidesinde Willis poligonunu meydana getirirler. Beyinin bütün verileri sinüslere dökülür ve sinüsler kanlarını bir çift internal jugular ven vasıtasıyle vena kava superiorlar boşaltırlar. Sinüsler kraniuma yapışık olduklarından fraktürlerde kolaylıkla yırtılacaklarından kafa travmalanndaki önemleri büyüktür.
    Kafatasının hacmi sabit olduğundan likor basıncı ile intrakranial vasküler basınç arasında direk ilişki vardır. Özellikle venöz kan basıncı ile direkt olarak ilgilidir. Beyin travmaya uğradığı zaman küçük serebral arterler refleks olarak genişler ve intrakapiller basınç artar bu durum devam edince venüllerdeki basınç da artacağından, arteriyel kapiller ağdan kan plasması interselüler ve perivasküller mesafeye
sızar, aynı zamanda doku sıvısının absorbsiyonu da azalır böylelikle perivasküler mesafeler sıvı ile dolduğundan beyin ödemi teessüs eder, ödem sirkülasyonu daha yavaşlatacağından doku anoksisi meydana gelir. Bu şekilde fasit bir daire teşekkül etmiş olur ve bu hal kötüye doğru devam edip gider, büyük venalardaki basınç da dolayısıyla artar ve likor absorbsiyonu da azalır, bu da intrakranial basıncı arttıran diğer bir sebeptir. Bundan başka respiratuar obstrüksiyon venoz basıncı arttırdığından sekonder olarak intrakranial basıncı da artırır. Aynca yetersiz teneffüs sebebiyle kanın oksijenasyonu iyi olmadığından serebral anoksemi de meydana gelir.
    İntrakranial basınç artması, nabızın yavaşlanması, tansiyon arteriyelin artması ile kendini belli eder, aynca basınç çok arttığı zaman teneffiisünde normal ritmi kaybolur irregüler teneffüs meydana gelir. Beyin ödeminin artması ile doku oksijenasyonuda azalacağndan şuur kaybı meydana gelir.

Travmalar


Kafa Travmaları
















Suibdtinal Hematomlar

     Acil cerrahi müdahaleyi gerektirirler. Kafatasına (§ekil: 3) te görülüğü gibi delikler delinere hematom boşaltılır, hematom solit ise kemik flebi çevirmek gerekir.
Kronik subdural hematomlarda membran teşekkül etmiş olacağından bu membran mümkün mertebe çıkaralmalıdır. Akut subdural hematomlarda mortalite % 50-70 arasında değişir. Kronik subdural hematomda hastanın genel durumuna ve vakanın kronikliğine göre mortalite % 20-30 arasıdır.

Subgaleal Hematomlar

Subgaleal hematomlar yavaş yavaş kendiliğinden rezorbe olurlar. İnfeksiyon ihtimali dolayısıyla insizyonla başaltma işlemi yapılmaz. Büyük hematomlar steril şartlarda enjektör ile boşaltılabilirler.

Epidural Hematomlar

Birinci derecede aciliyet taşırlar. Tedavi edilmeyen vakalarda olüm %100 dür. Epidural hematom düşünülen vaka derhal ameliyat edilir. Kraniektomi yapılarak hematom boşaltılır ve kanama noktası bulunarak durdurulur. Ameliyat olmuş vakalarda mortalite kompresyon sebebiyle beyinde oluşmuş lezyonun derecesine göre % 20 - 50
arasındadır.

İntrasereibral Hematomlar

    Soliter ise cerrahi olarak boşaltılabilirler. İntraperebral hematomdan başka beyin laserasyonu sebebiyle ortaya çıkan beyin ödemi de intrakranial basıncı arttırır. Eğer ödem çok şiddetli olursa dekompresyon vapmak gereklidir.
    Karotid kavarnöz fistüller nadiren spontan olarak kapanırlar. Tedavileri cerrahidir.
    Rinore ve Otore; olan hastalarda muhtemel menenjiti önlemek için antibiyotik başlanarak bir süre beklenir. Spontan olarak kapanmayan fistüller cerrahi olarak tedavi edilir.
    Leptomeningeal kistler; tedavisi daima cerrahidir. Kist çıkarıldıktan sonra dura ve kemik defekti tamir edilir.